YAKIN TARİHTEN TEMEL KAYNAKLAR VE BELGELER: IX Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nı kendi açısından bitiren Mondros Ateşkes Anlaşması’nı 30 Ekim 1918’de imzaladığında, bağımsız bir devlet olarak varlığına fiilen son vermiş oldu. Siyasi tarihimize “Mütareke” adıyla giren bu anlaşmanın ardından İstanbul ve İzmir dahil ülkenin birçok yeri İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar ve Yunanlar tarafından işgal edildi. Silahlarına el konan Osmanlı ordusu savaşamayacak duruma getirildi. Meclis kapatıldı. Ancak bütün bunların daha da kötüsü gelecekti: Sevr Antlaşması. Birinci Dünya Savaşı’nın galibi olan İtilaf Devletleri bu antlaşmayla, savaş sonunda elde kalan Osmanlı topraklarının yaklaşık yarısını kendilerine tahsis etmek; doğuda bir Ermeni devleti kurmak; Boğazları ortak egemenliklerine almak; ekonomik, siyasi ve askeri açıdan kendilerine bağımlı küçük bir Osmanlı ülkesi yaratmak istiyorlardı. Osmanlı yönetimi cılız itirazlardan sonra bu muameleyi kabul etti ve 10 Ağustos 1920’de antlaşmayı imzaladı. Ama yine de Sevr Antlaşması kağıt üzerinde kaldı. Uygulayamadılar. Çünkü başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bu duruma itiraz edenler vardı. Onlar, bu çöküşü dirilişe dönüştürerek Misak-ı Milli ile çerçevesini çizdikleri bir direniş hattı oluşturdular. Yıllarca süren zorlu siyasi ve askeri mücadelelerini Lozan Antlaşması gibi diplomatik bir zaferle taçlandırarak bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular.