Osmanlı İmparatorluğu´nda Mimari Kültür
Özellik | Değer |
---|---|
Cilt Tipi | Ciltli |
Dil | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 512 |
Yazar | Gülru Necipoğlu |
Osmanlı İmparatorluğu’nun “klasik” devrinde mimarbaşı olarak yaklaşık yarım asırlık görev dönemi boyunca (1539-1588), Sinan’ın tasarladığı yüzlerce bina ve kendine özgü mimarî üslûp, Tuna’dan Dicle’ye kadar uzanan muazzam bir imparatorluk coğrafyasında kalıcı izler bıraktı. Gelmiş geçmiş en ünlü Osmanlı mimarı olarak tanınan Sinan, İstanbul’un dünyaca meşhur şehir siluetinin yeniden yapılanmasına katkıda bulundu. Rönesans İtalya’sındaki gelişmelerle karşılaştırılagelen, ışık dolu, merkezî mekânlı kubbeli camileri mimarbaşının önde gelen eserleri olarak nam kazandı.
Sinan’ın yaratıcılığı, Osmanlı yönetici elitinin en seçkin erkek ve kadın mensuplarının himayesi altında inşa ettiği anıtsal camikülliyelerinde özellikle doruğuna ulaştı. Sinan’ın eserlerinin çok sayıda görsel malzemeyle zenginleştirilmiş bu yepyeni değerlendirmesinde Gülru Necipoğlu, mimarbaşını, sanatsal denemelere doymak bilmez bir dürtünün etkisi altındaki “Türk Mikelanjı” olarak betimleyen kalıplaşmış yaklaşımlara meydan okuyor. Necipoğlu’nun yenilikçi çözümlemesi, Sinan’ın cami tasarımlarındaki geniş çeşitliliğin, hâmileri ile onun arasındaki bir müzakere sürecinin ürünü olduğunu ortaya seriyor. Yazarın gösterdiği gibi, mimarbaşının Osmanlı İmparatorluğu’nun toplumsal ve bölgesel hiyerarşilerine uyarlanmış temsilî bir sistem olarak yarattığı çok katmanlı cami tipolojisi, aynı zamanda kimlik, bellek ile âdâb kavramlarıyla da biçimlendirilmişti. Bu perspektiften yorumlanan Sinan’ın cami ve cami odaklı külliyeleri, bundan önce tanımlanmamış anlam boyutlarının taşıyıcıları olarak karşımıza çıkıyor.
Sinan Çağı, ilk defa olarak, yayınlanmış ve yayınlanmamış çok zengin bir birincil kaynaklar yelpazesi kullanarak, mimarbaşının eserlerinin üretildiği ve alımlandığı bağlamlara ışık tutuyor. Erken modern dönem Akdeniz dünyasında çığır açan bir mimarın eserlerini kendi bağlamları içinde yeniden anlamlandıran, Osmanlı mimarisînin kültürel ve toplumsal tarihi üzerine son derece derinlikli ve incelikli bu çalışma, sanat ve mimarlık tarihi araştırmacıları ile öğrencileri için olduğu kadar, Osmanlı İmparatorluğu’na ilişkin her türlü araştırma alanında bir temel danışma eseri olarak öne çıkıyor.
Eserin Türkçe çevirisinde metin yeniden gözden geçirilmiş, bu süreç içinde yazar tarafından bazı yeni görüşler ve genişletilmiş Osmanlı metinleri kitaba ilâve edilmiştir.
Tarihî ve sosyolojik bir beceri gösterisi olan bu eser, otorite, yetenek ve zarafetle yazılmış. İlmî değer bakımında en yüksek düzeyde. Necipoğlu, açıkça, günümüzde çalışmalarını sürdüren İslâm sanatı tarihçilerinin meslekî açıdan en başarılı, en tarihsel düşünen ve en önemlisi. Bu kitap, Sinan ve dönemindeki kültür üretimi üzerine nihaî çalışma olacaktır.
--Cornell H. Fleischer, University of Chicago
Bu eser, büyük mimarın, birkaç Osmanlı sultanı ile en zengin baniler için yarattığı eserlerin gerçekten kapsamlı bir incelemesi. Açıklık ve hassasiyetle yazılmış metin, mimarın olağanüstü başarılarını belgeleyen yüzlerce muhteşem fotoğraf ve mimarî çizimle zenginleştirilmiş. Yazarın hem metinsel, hem de görsel kaynaklar üzerindeki hâkimiyetiyse eşit derecede olağanüstü. Necipoğlu, sadece önemli bir görsel kültürün önde gelen özelliklerini değerlendirmek için yepyeni yollar açmakla kalmıyor, hanedan himayesi, sosyo-politik hiyerarşiler ve dinî sembolizm arasındaki ilişkiyi anlamayı sağlayan özgün ve bütünleştirici kategoriler sunuyor.
Yazarın bağlam ve arka plan ile kurduğu kusursuz denge, “din tarihi” sahasına özgü olup, “sanat tarihi” çalışmalarında pek nadir... Kısacası, Necipoğlu’nun ürettiği şahane ilmi çalışma, bütün genişliği ve derinlikli bilgi birikimine rağmen, dünya dinî mimarîsinin tüm enerjik meraklılarına harika bir şekilde hitap edebilen bir eser.
--John G. Renard, Religion and the Arts
Bu gerçekten muhteşem kitap, bir mimarlık tarihçisinin, dilbilimcinin ve arşiv araştırmacısının becerilerini biraraya getirerek, sahadaki bütün geçmiş araştırmalara kıyasla çok büyük bir ilerleme ve aşama temsil ediyor. Kapsamlılığı, kavrayışlılığı, ve binalarla yazılı kaynakları dikkatle yakından okumalarıyla, Necipoğlu’nun kitabı vazgeçilmez ve çok ihtiyaç duyulan bir referans noktası sunuyor. Doğrusu, Sinan Çağı hakiki bir beceri gösterisi, öyle ki, sadece öğrencileri değil, sahanın hatırı sayılır bilginlerini de eğitecek ve esinleyecek, yıllar boyunca hem bir model hem de bir meydan okuma teşkil edecek.
--Howard Crane, Journal of Islamic Studies
Özellik | Değer |
---|---|
Cilt Tipi | Ciltli |
Dil | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 512 |
Yazar | Gülru Necipoğlu |
Taksit | Taksit Tutarı | Toplam Tutar |
---|---|---|
Peşin | 1.445,00 | 1.445,00 |
2 | 744,18 | 1.488,35 |
3 | 500,93 | 1.502,80 |
4 | 379,31 | 1.517,25 |
5 | 306,34 | 1.531,70 |
6 | 257,69 | 1.546,15 |
7 | 222,94 | 1.560,60 |
8 | 198,69 | 1.589,50 |
Taksit | Taksit Tutarı | Toplam Tutar |
---|---|---|
Peşin | 1.445,00 | 1.445,00 |
2 | 744,18 | 1.488,35 |
3 | 500,93 | 1.502,80 |
4 | 379,31 | 1.517,25 |
5 | 306,34 | 1.531,70 |
6 | 257,69 | 1.546,15 |
7 | 222,94 | 1.560,60 |
8 | 198,69 | 1.589,50 |
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.