Her teknolojik gelişme, sanata ve sanatçıya yeni bir model oluşturur. Bu kitapta yer alan her bir göstergenin açılımında, daha da artan bir gerilimin ortasına atıyor izleyiciyi; hayal gücünün sınırlarını zorlayan, soyutlamaya kucak açan ve bir sonraki aşamada soyuta dönüşmek için fırsat kollayan imgeler, dönüp dolaşıp sonuçta soyutun panzehiri olarak karşımıza çıkıyor!
Dijital teknolojinin hızlı gelişimiyle beraber, tasarıma dönük bir araç olarak fotografinin estetik konseptini, nesnenin durumuna dönük açılımında kontur, doku, biçim (form); öznenin nesne karşısındaki kişiselliğine dönük açılımında ise denge, proporsiyon (oran/orantı-altın oran), ritim, perspektif, bakış açısı, zaman/an, ışığın özellikleri bütünler. Bir fotografik göstergenin oluşumunda bu kavramların yanı sıra tasarımı gerçekleştiren kişinin hayal gücüne gereksinim duyulur. Sadece olanı olduğu gibi aktarmak, kendinden bir parça katmamak sanatın doğasına terstir.
Bu nedenden dolayı fotografik göstergenin gerçeküstü anlatımı içleyecek şekilde yapılandırılması gerekir. Bu yaklaşımda ürün veren sanatçılar görme eylemine hayal güçlerini de ekleyerek gerçeküstü eserler ortaya koymuşlardır.
Bu kitabımda, çalışmalarımın yapılandırılmasında geleneksel fotografinin dışına çıkmayı, nesnel gerçekliği manipüle ederek, algılanan gerçekliğin ötesinde öznel gerçekliğe ulaşmayı amaç edindim.
Sanat hayatımın 40. yılında bu kitabı sanatseverlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.