Anadolu toprağı, sonsuz... Bu sonsuzluk uluorta bir tanımlama değil. Kuşkusuz her topluluk ya da toplum kendine yer edinmek ve kendini yüceltmek için gerekçeler arar; kimi zaman tarih, kimi zaman kültür, o toplumların sığınağıdır. Çağımızda egemen olan düşünceye göre zenginlik, bunların hiç birine itibar etmez. Binlerce yıldan beri varolan gerçeğe göre ise zenginlik; sanatın bütünlediği kültürdür. Anadolu toprağı, belki de şans eseri, coğrafyasının oluşturduğu, birbirinin devamı olan büyük uygarlıkları yüreğinde barındırmıştır; hiç kaygı duymadan... Onlar, masalları, savaşları, ihtirasları ve ölümleriyle çekip gittiler; görkemli anıtlarını da bırakarak. Bu kitap, aynı coğrafyada, binlerce yıldan beri konup göçenlerin, belgelere yaslı öyküsüdür.