Artun Ünsal, Boğaz’ın Beş Efendisi’nde balıkları anlatıyor bize: Boğaz’ın sultanı lüferi, onsuz Boğaz’ın öksüz kaldığı palamutu, hunhar bir balık olan levreği, barbunyayı aratmayan tekiri, Boğaz’ın sadık yâri istavriti…Boğaz’ın bu ‘beşibiryerde’si, tarih boyu bizi beslemenin, damağımızı şenlendirmenin yanı sıra alışkanlıklarımıza, kültürümüze, başka bir deyişle, genlerimize dek işlemiştir. Çilingir sofralarından ziyafetlere, yoksulların masasından seçkinlerin mutfağına, daima aranan ‘derya kuzuları’dır. Dahası, musikimize, resmimize ilham veren, edebiyatımızda –şiirlerde, öykülerde, romanlarda– sözü edilen Boğaziçi’nin, eskiden olduğu gibi bugün de en sevilen ve pişirilmesi bile başlı başına bir sanat olan balıkları arasındadır.